Daha önce hiç bu soruyu kendinize sordunuz mu? Ya da düşündünüz mü?

Hakkımda yazımı okuduysanız, benim az çok kariyer hayatımda kim olduğumu biliyorsunuzdur. Tabi bir de üniversiteye kadar uzanan, hem de meslek olarak seçtiğimden çok farklı bir eğitim öğrenim hayatım var. Sizce nedir? Hadi tahminleri alayım :)

Evet sizleri çok da bekletmeden hemen söylüyorum, ilkokuldan başlayıp üniversite hayatıma kadar uzanan bir “Müzik eğitimi” geçmişim var. İyi ki de var…

Mustafa Kemal Atatürk'ün müzik ve sanatla ilgili birçok önemli sözü bulunmaktadır. Örneğin, "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" ifadesi, sanatın toplum için ne kadar kıymetli olduğunu vurgular. Ayrıca, "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim. İşte benim spor anlayışım budur. Herkes benim gibi düşünmek zorunda değildir, fakat benim düşündüğüm gibi düşünenlerle çalışmak isterim" sözü de sanat ve sporun birleşimini vurgular.

Aslında insanoğlu tek bir alana sığabilecek kapasiteden fazlasıdır çünkü hiçbir kimsenin tek bir karakteri ya da duygu durumu yoktur. Kendimizi ya da diğer insanları tek bir kalıba sokmak, sıfatlara indirgemek tam anlamıyla baskının ta kendisidir. İnsanoğlu çok değişken duygu durumları olan bir varlık olduğu için zaman içinde değişim ve dönüşüme en çok adapte olabilen canlıdır. Bu yüzden de birden farklı tarzımız olması çok normaldir hatta doğrusu budur.

İşte tam bu sebepten bende kendimi “multidisipliner kişi” olarak tanımlıyorum.

Neden böyle tanımlıyorum peki? Çünkü hayatımda hep böyle yaşadım.

Annem eczacı, dayım doktor, babam ise hem müzisyen sanatçı (neyzen) hem de tekstilci, amcam ise ressam. Neden bunları yazdım çünkü hepsinin karması “ben” olmuşum.

Dediğim gibi ilkokul da özel piyano eğitimi ile başlayan yolculuğum ortaokul ve lisede güzel sanatlar müzik eğitimi alarak devam etti. Ana branşım keman ve piyanoydu.

Türkiye de birçok ilde konserler verdim, orkestralarda 1.keman olarak çaldım ve korist olarak bulundum. İstanbul’da birçok bilenen yerde sahne alma şansım oldu. Aslında o yaşlarda bunun hiç farkında bile olmuyorsunuz ama sonrasına geriye dönüp baktığınızda muhteşem şanslı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Tabi çalışma olmadan şansa inanmam. Başarı dediğimiz şey, bedeller ödeyen sıkı ve disiplinle çalışan kişilerde ortaya çıkıyor.

Yıllarca aldığım klasik batı müziği beni bu hayatta bütünsel düşünmeye, beynimi çok yönlü kullanmaya ve hep disiplinli bir şekilde ömür boyu öğrenci olmama yol açtı.

Ayrıca müzik dışında da hemen hemen her sporu yaptım. Kesinlikle her çocuk sanat ve spor içinde büyümeli. Müzik konusunda çocuklara elimden geldiğince yardımcı olmaya ve yol göstermeye çalışıyorum. İnsanoğlunun bildiğini gelecek nesillere doğru şekilde aktarmasının ve bilgiyi paylaşmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Bunun yanı sıra beni tanıyan arkadaşlarım bilirler; hayatımda ne kadar sağlıklı yaşamaya çalıştığımı, dediğim gibi aileden gelen öğretiler burada da devreye girdi ve bu konuda sürekli kendimi geliştirerek bu alanda eğitim almaya kadar itti. Tabi özellikle de yaşadığımız son salgın ve sağlıkla ilgili süreçler…

Hayatımızda üretmeye devam etmek için en önemli şey “kendiniz”dir.

Bu da tabi ki ilk olarak bütünsel sağlıktan geçer ki; sizde sağlıklı bireyler olarak çevrenize ve topluma yararlı kişiler olabilin.

İlk tutkum müzik ve spor ile akabinde sağlıklı yaşam üçlüsü hayatımın vazgeçilmezleridir.

Peki ilkokuldan beri aklımda olan ve bu süreçte sürekli düşündüğüm diğer tutkumu da üniversite ile taçlandırmış oldum. Evet “Moda tasarım ve Stil” insanın herhangi bir konuşma olmadan sözsüz şekilde vermek istediği mesajı içerir aynı müzik gibi. Bana göre Stil; konuşma olmayan sözsüz bir iletişim aracıdır. Anlaya çok şey anlatır, anlamayan bile mutlaka bir mana bulur. Kısacası hissettirir ve duygulara oynar.

Siz hiç şort ve parmak arası terlikle işine giden CEO gördünüz mü? Sanmam :)

Anlatmak istediğim şey de tam da bu. Siz karşı tarafa ne mesaj vermek istiyorsanız bunu kıyafetleriniz ve aksesuarlarınız ile çok kolay başarabilirsiniz. Yeter ki siz kim olduğunuzu bilin ya da kendinizi bu sorunun cevabını bulmak adına “CESURCA BİR ADIM AT”ın!

Peki “Sen Kimsin?”.

Sevgiler,

Sare