Bu yazımızda etkili şekilde finansman kaynaklarımızı yönetmek amaçlı hayatımızda ihtiyaçlarımızın yerine bir bakacağız. Kişisel amaçlarımız doğrultusunda ihtiyaçlarımızı nasıl belirliyoruz? İhtiyacımız dediklerimiz gerçekten ihtiyaç duyduklarımız mı? Yoksa ihtiyaç dışında hayatımızı ve yaşadığımız çevreyi kocaman bir gereksiz ihtiyaç fazlası eşya deposuna mı çeviriyoruz?

Hayatımıza aciz bir canlı olarak başlıyoruz. Hayatta kalabilmek adına çok şeye ihtiyaç duyuyoruz. Bu durum bakım verenden tutun da hayata tutunmak adına bizi koruyacak, ısıtacak, doyuracak, besleyecek, büyütecek, birçok gereksinimi zorunlu kılıyor. Hayata yeni gözlerini açmış bir insan düşünün önünde onu bekleyen kocaman bir hayat, ihtiyaçları…

Zamanla ihtiyaçlarımız çeşitleniyor. Bu noktada ihtiyaç ve istek kavramları iç içe geçiyor. Gereksinim duyduklarımız ihtiyaç mı istek mi çoğu zaman birbirine karışıyor.

Bu iki kelimenin sözlük anlamlarına bir bakalım. İstek kelimesinin sözlük anlamı Türk Dil Kurumu’nda ‘’Bir şeye karşı içten gelen yönelme duygusu, arzu, heves’’ olarak tanımlanmış. Diğer bir anlamı ‘’Yerine getirilmesi başkasından istenen şey; emir, özenç, meram, talep’’

Aynı şekilde İhtiyaç kelimesi ise sözlükte ‘’gereksinim’’ olarak tanımlanıyor. İki kelime arasındaki fark ihtiyacın daha çok bir zorunluluk, isteğin ise arzu olduğu yönünde. Birinde gereklilik diğerinde psikolojik faktörler öne çıkmakta. Ama gelin görün ki biz günlük hayatımızda ihtiyaç duyup satın aldıklarımızın gerçekten ihtiyacımız mı yoksa isteğimiz mi olduğunu çok ayırt edemiyoruz. Bu iki kavram arasındaki farkı fark etmek te başlı başına yaşama sanatlarından yaşama ustalıklarından biri…

Hayat yönetimimizde her alanda bu farkındalığı inşaa etmemiz bize kişisel hayat amaçlarımızı gerçekleştirmeye yönelik anlamlı veriler oluşturacak.

Hayat amaçlarımızı tanımlamak, kelimelere dökmek başka bir yazının konusu olabilir. Bugün biz istek, ihtiyaç ve amaçlarımızın hayatımızın finansal alanındaki yerine odaklanacağız.

Kaçımız kişisel hayat amaçlarının tanımını yapmış durumda? Bunları tanımladık mı? Farkında mıyız? Amaçlarımızı takvime uyarlayıp plan haline getirdik mi? Bu amaçlar ne derecede finansman kaynağı gerektiriyor bunu ölçtük mü? Dış faktörler, sosyal medya, dış uyaranlar bizi ne kadar manipüle ediyor bunun farkında mıyız? Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Hayatımızı nasıl yaşamak istiyoruz? Bunlar gibi hayatı şekillendiren ‘büyük sorularımızın’ cevaplarını bulduk mu?

Gelin şimdi tüm bu hayalleri, planları takvime dökelim. Önümüzdeki belli bir zaman dilimine pay edelim. Bir hafta diyelim buna. Önümüzdeki hafta yapacaklarımızı, alacaklarımızı, gidilecek yerleri düşünelim. Tüm bunları yaparken nelere ihtiyaç duyduğumuza bakalım.

Haftalık planımızda güzel bir seçenek olsun. Tatil olsun. Tatilde ihtiyaçlarımız neler olacak düşünelim. Bunlar gerçekten ihtiyaç mı bir liste yapalım. Tüm bunların ne kadarı zaten dolabımızda mevcut tespit edelim. Eğer listemiz var ise başlangıçta bunu belirlemiş isek başıboş alışveriş turları bizi frenleyecektir. Kaçımız bir ihtiyacını karşılamak için alışverişe çıkıp bir şey yerine aslında ihtiyacı olduğunu düşünmediği ama beğendiği, gördüğü, albenisinin tuzağına düştüğü on şey alarak geri dönüyor? Çok tanıdık bir tespit değil mi?

Pek çoğumuz böyle yaşıyoruz. Yaşadığımız yer ihtiyacımızın olmadığı çok sayıda fazla eşya gereçle kaplı durumda. Çoğu günlük hayatımızda hiç bize eşlik etmiyor. Hayatımızda bir yer kaplıyor. Ama hiçbir işimize yaramıyor.

Ya bunlar için harcanan kaynaklar, paralar, o paraları kazanmak için tüketilen zamanlar. Bir hayatımız var ve sahip olduğumuz en önemli kaynak ‘zamanımız’. Boşa harcamayalım. Bunu başarabiliriz…