Plan kelimesi dilimize Fransızcadan geçmiştir. Kelimenin anlamı  ‘’Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi, bir konunun yolunda yürümesi için uyulması tasarlanan düzen’’ olarak tanımlanmaktadır.

Buna paralel planlamak kelimesi de fiil olarak ‘’yapılacak bir işi belli plana göre düzenlemek’’ anlamını taşıyor. Aynı şekilde planlama da plan yapmak işine verilen ad.

Plan kelimesinin içeriğinde tanımında bahsedildiği gibi düzenleme faaliyetini görüyoruz.

Planlama yönetim biliminde de bir başlangıç aşaması, eylem biçimi olarak ‘’planlamak’’ olarak karşımıza çıkmakta.

Peki neden hayatımızda önemli bu kelime, bu eylem. Planlama eylemine baktığımızda bu faaliyetin insana özgü olduğunu görüyoruz. Diğer canlılar akıldan ziyade daha çok içgüdülerine odaklı olarak yaşamakta. Planlama aklın, zekanın bir ürünü, bir çıktısı…

Biz insan türü geleceğimizi, geçmişimizden ayrı şekilde düşünmüyoruz. Geleceğimizi planlamak, geçmişimizi ve bugünümüzü iyi anlamaktan geçiyor. Geleceği en iyi tahmin edebilen, planlayan kişi, organizasyon, kurum veya devlet hayatta kalma olasılığını arttırıyor ve hedeflerine daha kolay ulaşıyor.

Stratejik planlama bu noktada devreye giriyor. Bu fonksiyon hayatın her alanına uygulanabilen bir yönetim faaliyeti olarak karşımıza çıkıyor aynı şekilde finansal yönetime finansal planlamaya da uyarlanabiliyor.

Bizler hayatımızda plan yapıyor muyuz? Bizler hayatımızda planlama yapıyor muyuz? Şüphesiz ki cevabımız farkında olarak veya olmayarak günlük hayatımızın içinde bu faaliyetin olduğu yönünde. Çoğumuz sabah kalktığımızda ne yapacağımızı biliyoruz. Günlük rutinlerimiz mevcut. Bunu ya bir plan dahilinde yapıyoruz ya da hayatın doğal akışı içerisinde kendiliğinden oluşuyor. Bu akışın hedeflediğimiz bir noktaya gidip gitmediği konusunda ne kadar farkındalık yaşıyoruz? İstediğimiz yönde olmadığını düşündüğümüz konularda tekrar bir değerlendirme yapıyor muyuz? Bunu ne sıklıkta yapıyoruz? Günlük, haftalık, aylık veya yıllık belli dönemlere ait hedeflerimiz var mı? Var ise açıkça tanımanmış mı? Bunları gerçekleştirmek için yapılması gereken hareketler,  faaliyet alanları ne? Yeterli kaynağımız var mı?  Bu kaynakları hedeflerimize ne derece de uyumlayabiliyoruz?  Kaynak hedef tanımlamalarımız birbirine ne kadar uyumlu? Uyumlu olmadığı durumlar için kaynakları arttırma veya hedefleri tekrar gözden geçirme konusunda ne kadar bilinçliyiz?

Tüm bu düşünsel süreçleri hayatımızın her alanında uygulama konusundaki bilincimizi açık tutabiliriz. Konumuz olan finansal süreçlerde de aynı farkındalık söz konusu.

Harcama alışkanlıklarımız nasıl? Geçmişte nasıldı? Bugün harcamalarımızı nasıl yapıyoruz? Bunlar için kaynaklarımız ne? Tüm bu faaliyetlerimizi bir plan, bir bütçe dahilinde mi yapıyoruz? Kaynaklarımız neler?  Kaynaklarımız harcamalarımızla paralel mi? Hedeflerimizle ne derecede uyumlu?

Tüm bu soruların cevabı kim olduğumuz, hayatımız ve gelecek hayallerimizle birebir ilgili. Konumuz olan finansal danışmanlık süreci bu finansal yönetimin ve bütünsel olarak hayatın diğer alanlarını da kapsamakta.

Gelin hep birlikte geçmişimizi, bugünümüzü ve gelecek hayallerimizi masaya yatıralım. Kaynaklarımıza göz atalım.  Varmak istediğimiz yere, hayale ilişkin kaynaklarımızı ve planlarımızı tekrar gözden geçirelim planlayalım.

Daha iyi yaşamlar hepimizin hakkı. Bunu başaralım…