Hayatımızın büyük bir kısmı, ailemizle, romantik ilişkilerimizle, çocuklarımızla ve çeşitli sosyal bağlantılarımızla örülüdür. Bu karmaşık ağ içinde, ilişkilerin derinliklerine inerken, "Bağlanma Modelleri"nin anlaşılması önemli bir adımdır.
Çocukluk yıllarımızda, bize bakım veren kişiyle kurduğumuz ilişkinin doğası, ileriki yaşamımızdaki duygusal tepkilerimizi, düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve diğer insanlarla olan ilişkilerimizin dinamiklerini etkiler. Bakım verenin (genellikle anne, babaysa babanın, anne yoksa başka bir bakıcının) bize karşı tepkileri, bizim "diğerleri"ne olan algımızı şekillendirir. Eğer ihtiyaçlarımıza olumlu tepkiler alırsak, güvenli bir bağlanma modeli geliştiririz.
Ancak, olumsuz durumlar söz konusu olduğunda, duyarsızlık veya olumsuz tepkilerle karşılaşırsak, güvensiz bağlanma modelleri geliştirme eğiliminde olabiliriz. Bu durum, yetişkinlik döneminde de devam eder. Güvenli bağlanma modeline sahip bireyler genellikle sağlıklı ilişkilere yatkınken, güvensiz bağlanma modeline sahip olanlar ilişkilerinde zorluklar yaşayabilirler.
Bağlanma stilleri genellikle güvenli, saplantılı, kayıtsız ve korkulu olarak dört kategoriye ayrılır. İlerleyen yazılarda, her bir stilin detaylı incelenmesini sağlayacağımız bir dizi yazı planlıyoruz. Bu yazı dizisi, ilişkilerde bağlanma modellerini anlama ve geliştirmeye yönelik değerli bir kaynak olacak.